_
_
Tatlı düşler güzel insanlar
Onların kimseye yoktur zararı
Mesela Rıfkı Amca
Bir şekerpare düşler
Fahriye Teyze ise
Bir Kazandibi,
Şöyle iyi kavrulmuş
Bir de olsa güveçte
Ne yenirdi
Belki de bir baklava
Çıtır çıtır
Gençliği gibi
Mesela küçük Şevket
Komşu bahçeye kaçan
Kırmızı topundan çok
Şöyle kırmızı bir Elma Şekeri
Düşler...
Eskici Süleyman Abi
Tüm gün arabası ile
Altında güneşin
Bunalmış olacak ki
Maraş dondurması düşler
Ah bir bulsa
Oracıkta yer
Oturmuş balkonuna
Emekli Ali Amca
Bir sütlaçın hayalindedir
"Hanım yapsa da,
Yesek şöyle bir"
Çayı da demlidir
Üstelik Ali Amcanın
Tatlıyı pek sevmez
Atıf Bey,
Lakin şöyle bir
Kavun olaydı
Süt beyazı Rakısı ile
Peyniri ile birlikte
O zaman ne iyi giderdi
Yanında Zeki Müren'in
Düşler tatlılar
Tatlılar düşler
Tatlı düşlesin
Hep o güzel insanlar
_
Eski Kaset / The Old Cassette
Pazar
Salı
Kahve Molası (İlk yayın)
_____
___
Aslında uzun zamandır farklı bir isim ile hayata geçirmeyi planladığım radyo projemin ilk yayınını yapmış bulunuyorum. Buraya da ilk yayının bir kopyasını bırakayım dedim. Kendine iyi bak değerli okur.
___
Pazartesi
Beş Mart
_
Gitmek için her zaman erkendir, gitmenin zamanı olmaz.
Herkes bir gün gider.
Ya da öyle bir şey işte.
_
Gitmek için her zaman erkendir, gitmenin zamanı olmaz.
Herkes bir gün gider.
Ya da öyle bir şey işte.
_
Salı
"160313"
Ölümü beklemek,
Ya da beklememek,
Sorun değil.
Ölüm,
Gelecek elbet.
Asıl mesele ey sevgili,
Seni,
Beklemek.
Geleceğini bilmeden,
Gözlerinin umuduyla,
Kavurucu güneşin altında,
Beklemek...
Tatlı sıcak bir gün batımında,
Ellerini tutacağım anı beklemek.
Damarda bekleyen kan gibiyim,
İlk açılacak kesikte, çatlakta,
İlk kurşunun hışmıyla,
Siperden öne atılan asker gibi,
Sonumu düşünmeksizin,
Önümü görmeksizin,
Koşmak istiyorum,
Işığa,
Sana.
Vazgeçmek mi?
Aklımdan geçerse eğer,
Vur beni oracıkta,
Vazgeçmek için erken,
Çok erken,
Seni bırakmak için.
İçimde umudum varsa,
Her ne kadar az da olsa,
Bekleyeceğim,
Biliyorum ki,
Bir tek,
Sen aydınlatırsın gözlerimi..
__
Perşembe
"Gizli"
Seni düşünürüm ben hep,
Gizli değil,
Açık, açık
Alelade.
Seni düşünmek güzel,
Seni yaşamak güzel,
Sana sarılmak güzel,
Sen, her şeyden güzelsin.
Kimsin sen?
Neden sen?
Söylemek için,
Henüz erken
Bir süre daha,
Seni
Saklayacağım,
Mısralara,
Şiirlere.
Bekle beni,
En karanlık gecede,
Gün doğumunu bekler gibi,
En soğuk odada,
Ateşi bekler gibi.
Geleceğim ben.
Bırakıyorum seni bu şiirde.
Gizli değil,
Açık, açık
Alelade.
Seni düşünmek güzel,
Seni yaşamak güzel,
Sana sarılmak güzel,
Sen, her şeyden güzelsin.
Kimsin sen?
Neden sen?
Söylemek için,
Henüz erken
Bir süre daha,
Seni
Saklayacağım,
Mısralara,
Şiirlere.
Bekle beni,
En karanlık gecede,
Gün doğumunu bekler gibi,
En soğuk odada,
Ateşi bekler gibi.
Geleceğim ben.
Bırakıyorum seni bu şiirde.
"Özlemek üzerine"
Mesela, özlemek ne garip şey.
Sınırları olmayan bir duygu. İnsan; insanı özler, evini özler, memleketini özler, onu özler. Peki, özlem hep sahip olduğumuz şeylere karşı mı duyulur? Özlememiz için onun bize ait olması mı lazım?
Buna rağmen özlüyorsak peki?
Görmeye gerek var mı ki özlemi gidermek için? Güneşi görmese de insan, onun orada bir yerlerde olduğunu bilince gündüze umutlanmaz mı?
Ama sen? Seni özlüyorsam ben ve sen yoksan? Doğmayacak bir güneş gibi misin ki sen? Güneş doğmayacaksa neden var peki, onun var olmaktaki gayesi doğmak değil midir?
Ya sen? Neden geldin ki buraya? Bir gün benim olmak mıdır senin gayen? Yüreğindeki perdenin arkasında neler dönüyor? Acaba sen de beni özlüyor musun?
Vuslat ne derece mümkün? Sığmıyorsun aklıma, odama.
Çok garip bir oyun aslında hayat. Göremediğimiz bir oyun tahtasında rastgele hamleler yapıyoruz, kazanıyoruz veya kaybediyoruz ama her şey kendiliğinden oluyor sanki.
Yoksa? Ya büyük planı kaçırıyorsak gözden? Yoksa hayatın bizim üzerimizde büyük planları mı var?
Ama özlediysem seni, planlar kimin umurunda? Elini tutamadığım bir zaferin bana ne yararı var?
Özledim.
Evet.
____
Sınırları olmayan bir duygu. İnsan; insanı özler, evini özler, memleketini özler, onu özler. Peki, özlem hep sahip olduğumuz şeylere karşı mı duyulur? Özlememiz için onun bize ait olması mı lazım?
Buna rağmen özlüyorsak peki?
Görmeye gerek var mı ki özlemi gidermek için? Güneşi görmese de insan, onun orada bir yerlerde olduğunu bilince gündüze umutlanmaz mı?
Ama sen? Seni özlüyorsam ben ve sen yoksan? Doğmayacak bir güneş gibi misin ki sen? Güneş doğmayacaksa neden var peki, onun var olmaktaki gayesi doğmak değil midir?
Ya sen? Neden geldin ki buraya? Bir gün benim olmak mıdır senin gayen? Yüreğindeki perdenin arkasında neler dönüyor? Acaba sen de beni özlüyor musun?
Vuslat ne derece mümkün? Sığmıyorsun aklıma, odama.
Çok garip bir oyun aslında hayat. Göremediğimiz bir oyun tahtasında rastgele hamleler yapıyoruz, kazanıyoruz veya kaybediyoruz ama her şey kendiliğinden oluyor sanki.
Yoksa? Ya büyük planı kaçırıyorsak gözden? Yoksa hayatın bizim üzerimizde büyük planları mı var?
Ama özlediysem seni, planlar kimin umurunda? Elini tutamadığım bir zaferin bana ne yararı var?
Özledim.
Evet.
____
Cuma
"Düşünmek Seni "
___________________
Seni düşünüyorum,
Beyaz düş renkli
Bir buğday tarlasında.
Karşımda duruyorsun,
Saçın uzun ve örgülü
Kırmızı rujun dudaklarında.
Yağmur yağdırıyorum,
İnce, uzun ve renkli
Bir demet çiçek, kollarında.
Gökten düşen begonyalar görüyorum,
Okşuyorlar beyaz tenini
Seni görüyorum,
Yağmur damlalarında.
Gel artık,
Durma
Öyle
Uzaklarda
______________
Seni düşünüyorum,
Beyaz düş renkli
Bir buğday tarlasında.
Karşımda duruyorsun,
Saçın uzun ve örgülü
Kırmızı rujun dudaklarında.
Yağmur yağdırıyorum,
İnce, uzun ve renkli
Bir demet çiçek, kollarında.
Gökten düşen begonyalar görüyorum,
Okşuyorlar beyaz tenini
Seni görüyorum,
Yağmur damlalarında.
Gel artık,
Durma
Öyle
Uzaklarda
______________
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)