Salı

"Memleket Üzerine"

___

Ayaklarım çıplak,
Ayaklarımın altındadır
                      toprak...
Ayaklarım değiyor tenine
Ey Memleket!

Doğmadım senin
              kucağına,
Ölemeyeceğim belki de
              kucağında.

Mesele ne doğmak
         senin üzerine,
Ne de ölmek
         senin üzerinde.

Sen doğuyorsun
                       düşlerime,
                       gecelerime,
Soluyorum seni an ve an
                 Ey Memleket!

Ey Memleket,
Sen,
Yıldızlar kadar uzak,
Tenim kadar yakın,
"O" an kadar sıcak,
Sesim kadar benimsin.


____



Cumartesi

Az Güneş Işığı ve Sen

________________

Demir parmaklıklar ardında,
Düşünmek ne mümkün özgürlüğü
Aklımda sen varken,
Ve ben içeride dururken.

Az güneş ışığı süzüyor penceremden,
Kağıtlarımın, kalemimin, daktilomun
düşüyor üzerine.

Ve kapım çalınıyor,
Bekletmeyelim yaşlı meşeyi,
Son yolculuğumda seçemiyorum ki
yanımda olacak kişiyi.

İpi hazırlamışlardır,
Sandalye de hemen altındadır.
Ben vuracağım o gururlu tekmeyi
Sandalyeme,
Bırak okusunlar ardımdan
Suçlarımı ve ne ettiğimi.


________

"Elde Kalan"

__

Elde Kalan


Az kaldı çok az ölüme az yaşama az /
Az kaldı bitiriyoruz zamanı az az /
Geçiyor günler elde kalan az /
Ve insan umursamaz...        




__

Pazar

"Akşam"

                                                     "Akşam"

İşte güneş battı ve gün bitti. Belki elinizde bir fincan kahve var, veya bir kadeh şarap, yahut bir bardak viski. Ne eksik biliyor musunuz? Biraz müzik. Şöyle akşama uygun bir avuç şarkı paylaşmak isterim sizlerle. Bu kasete koydum hepsini. Umarım koltuğunuza oturup zevkle dinlersiniz. İyi akşamlar.




Side A

Alpay - Eylülde Gel
Barış Manço - Ne Ola Yar Ola
Celal İnce - Unutmak İstiyorum
Gary Moore - Parisienne Walkways
Işığın Yansıması - Lavinia


Side B

Mehmet Olcayto - Her Akşam Vodka, Rakı ve Şarap
Nick Cave and The Bad Seeds - Henry Lee
Pilli Bebek - Eylül Akşamı
Celtic Woman - The Sky and The Dawn
Zingarella




İndir / Download




_____

"Beklemek Üzerine"

___

Beklemek ne enteresan bir eylemdir. O kadar ki, insan en değerli varlığı olan zamanından feragat eder.

Paranız biterse bir şekilde yaşamaya devam edebilirsiniz, fakat zamanının biterse ölürsünüz.

Bu kadar değerli bir şeyi birine adamak, o umuda bağlanmak çok da hafife alınacak bir şey değildir.

O kişi bunun ne kadar farkında peki?

Bu bekleyişinin bir sonu olacak elbet, olmalı. Ama bu yolun sonunda umduğunu bulamamak da var biliyorsun değil mi? Ellerin cebinde boş bir sokakta tek başına yürürken bulabilirsin kendini.

Bakarsın bekleyişin ışığa ulaşır, istediğine kavuşursun. Eğer bugüne dek bir kere bile beklediğini bulduysan şimdi gidebilirsin. Okumaya devam etme.

Diğerleri kalsın burada. Kaybedenlerle biraz iç hesaplaşma yapalım.

Nerede hata yaptık? Doğru şeyi beklemiyor muyduk yoksa? Ya da boş bir eylem miydi bizim bekleyişimiz. O, bizim bu fedakarlığımızdan bihaber miydi?

Ya da durun. Ya en başından bir şeyler kaçırdıysak? Belki de yanlış zamanda yanlış şeyi beklemişizdir? Bu kadar yanlış bir arada bulunabilir mi?

Hayatın kendisinin bizimle bir sorunu varsa?

Kalplerimiz ne kadar temiz? İyi bir insan olduğunu düşünenler de burada aramızdan ayrılsınlar.

Buraya kadar kaldıysan aramızda pek bir fark yok demektir. Ben ne beklediğime ulaşabildim ne de iyi bir insan olduğum kanaatindeyim. Sanıyorum ki sen de öyle düşünüyorsun.

Hadi aynayı alalım elimize.

Ne görüyorsun? Dürüstçe cevap ver kendine. Üzdüğün insanları hatırlıyor musun? Ama onları üzmek istememişsindir eminim, değil mi? Ben sana söyleyeyim onları çok üzdün. Bunun bir bedeli olacak.

Hayır elbette ki karma felsefesinden falan bahsetmiyorum. Ama hayat sana bunun bedelini ödetecek. Mesela yolun sonunda bulmayı umduğun kişinin karşına başkasını çıkaracak. Ve sen oraya vardığında onu bulamayacaksın.

Yahut peşine geçmişini takacak, ve seni tanıyanlar geçmişinde yaptıklarından dolayı sana mesafeli duracaklar.

Amacım seni daha da karamsar kılmak değil. Olacaklar bunlar sadece.

Engellemek mi istersin? Hatalarını düzelt önce.

Hadi git şimdi, çok işin var.

Ve kaybedecek vaktin yok.

Birşeyler yap.

Şimdi.





________

"Kir"

Gökyüzünün tüm maviliği ile silsem ellerimi, sence temizlenir mi geçmişin kiri?

Peki ya her adım attığım yere bulaştırdığım ayaklarımın altındaki kan? Cesetler gömülmüş olsa dahi kiri üzerimde nasıl kalabilir?

Zihnimdeki anılar? O anlar?

Beni ben yapan şeyler de bunlar değil midir zaten?

Yüzümdeki kir ile, düşüncelerimdeki şüphe ile bir bütünüm.

Peki kötü bir insan ne zaman kötü olmakta kurtulur? İyi biri olmaya karar verdikten sonra mı? Ya da yaptığı kötülüklerin bedelini ödediği zaman mı?

Bunun da garantisi yok. Ya ne yaparsak yapalım kurtulamayacaksak? Hep peşimizden bizi takip edecekse geçmişimiz.

 "Kötü" kime göre kötüdür?

"Bedel" kime göre yeterlidir?




___